23 Mayıs 2012 Çarşamba

ya sen çek bi sandalye

http://www.youtube.com/watch?v=BcZ-DENUBqU

bi kulağının arkası sikilmemişler...
diğer insanların aksine insanın suratına bakınca sevinçlerini,hüzünlerini,yıkılmışlarını,aldatılmışlıklarını görmeyi iyi bilirler he ne dersin üstad?
bazen bakkala girersin,küçük bir çocuk ekmek alırken denk gelirsin.
+amca bu ne kadar? diye sorar bi lolipopu gösterirken elineki beş kuruşa bakarak.
dayanamazsın tamam abisi al sen.

o küçüğün mutluluğunda ararsın mutluluğu.
başkalarının mutluluğunda ararsın mutluluğu.

saçların beyazlamıştır düştüğün dertlerden içtiğin sigaralardan,çektiğin acıyı bilmeyenler sana sıfat yakıştırır habersizce,bilmezler her beyazın ayrı bir drama olduğunu bu perde de...
uzaktan seversin genelde.
bir yere yemişsindir hayatın o şamarını,götün yemez bir daha yanaşmaya,içini dökmeye.
uzaktan sevmeye mahkum,
yalnızlığa esir.

herkes ayrı bi antikadır aslında.

kimi takar her gece gramafona plağı,açar bi kalıp peynir bikaç tek müzeyyen senar dinlerken dalar gider semaya,,
kimi yakar tatlı bi sigara dalar dumandan hayallerine,,
kimi alır bir şişe şarabı,kim neylesin bu hali harabı?
kimisi alır eline bağlamasını sevdasını söyler,çaldıkça yanıklaşır bağlama ayri bi hüzün katar ortama...

hayatın şamarını yemiş insanlar her zaman gizler acısını.belki utancındandır bilinmez.
belki kendine yedirememe.
belki hayata yeniden tutunma çabası
belkiler,belkiler,belkiler..

acısını gizlemek için güler.
merak etmeyin,kıskanmayında.sizin yarınız kadar mutlu değil.bi de siz nazar etmeyin.

boşuna dememişler,
her insanın aynalara göstermediği bir yüzü
ve kimseye söylemeyemediği bir hüznü vardır diye.

bazen benzerim bir kaldırım taşına
herkese gerekli, değersiz
bazen üç aylık emekli maaşına
gözlerde anlık bir mutluluğa
bazen tüysüz bir yetimin gözyaşına benzerim.
saf ve günahsız.
bazen kimsesiz bir düşmüşün naaşına benzerim.
yalnız, sessiz,kıyıda köşedeyim.

bazen şehit anasının çığlığına
içten, yaralı bir o kadar da çaresiz
bazen senin sesinle başlayan bir ıslığa
yürekten ve içten.





19 Mayıs 2012 Cumartesi


rüyaları olan gençliğim vardı benim
yaktılar gençliğimi birader
bir bakış
bir gülüşe aldandı bu adem
cennet gibi rüyadan uyandı
dünya gibi cehenneme


yetim kalmış duygularım vardı benim
sahipsiz 
kirli 
tir tir titreyen bir sokak köpeği gibi


dayak yemiş hikayelerim vardı benim
itilip kakılmış öykülerim
dinlenmemiş masallarım vardı benim
bir yokmuşla başlayıp 
ve yine bir yokmuşla biten.


sahipsiz mısralarım vardı benim
yetim cümlelerim vardı
başı okşanmamış fiillerim vardı.
benim öksüz heveslerim vardı
hep boynu büküklerdi
hep içi buruk.